Âşık Remzâni

 

 

 

PİR SULTAN ABDAL BANAZ’DAKİ  ETKİNLİKTE ANILDI

 

Namık Kemal DOĞANAY

 

 

Pir Sultan’ım biat ettik ol erden

Muhabbet kokusu geliyor serden

Katardan ayırma ey Şah-ı Merdan

Hacı Bektaş Veli Sultan Balım var

 

Alevi-Bektaşilerin yedi ulu ozanından biri olan Pir Sultan Abdal, aynı zamanda yaşamı ve zalime karşı onurlu mücadelesiyle Alevi-Bektaşi ulularının başında gelir.

 

Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde doğan Pir Sultan Abdal’ın asıl adı Haydar olup, gençlik döneminde “Koca Haydar” olarak anılmaktadır. Atalarının, Horasan’ın Hoy kasabasından Banaz’a gelip-yerleştikleri, genel kabul görmektedir.

 

Pir Sultan Abdal’ın doğum ve Hakka yürüme tarihleri hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Yazar İsmail Kaygusuz, “Anadolu Bilgeleri” adlı kitabında, Ulu Ozan’ın doğum tarihlerinin 1475-80 arasında, Hakka yürüme tarihinin 1548-55 arasında olabileceğini belirtirken; Ali Haydar Avcı, “Osmanlı Gizli Tarihinde Pir Sultan Abdal” adlı kitabında Ozan’ın doğum tarihinin 1490’lı yılların başını, Hakka yürümesinin de 1560’lı yılların başını işaret etmektedir.

 

Banazlı olan araştırmacı-yazar Murtaza Demir ise, Pir’in doğum tarihinin 1485-1495 tarihleri aralığında, katledilmesinin de 1560’lı yıllarda olduğunu belirtmiştir.

 

OSMANLI'NIN EN AZGIN OLDUĞU ALEVİLERİN TOPLU KIYILDIĞI DÖNEMDE YAŞADI

 

Günümüzde de Alevi-Bektaşilere yapılan haksız uygulamaların kökeninin bilinmesi için, Pir Sultan Abdal’ın yaşadığı dönemde Osmanlının Alevi-Bektaşilere, saray ve çevresi dışındaki geniş halk kitlelerine yapılan baskı ve zulumlerin bilinmesi, irdelenmesi ve anlaşılması gerekmektedir.

 

16. yüzyılın başından itibaren ekonomik sarsıntı, vergilerin aşırı arttırılması, devlet düzenindeki bozulmalar, para değerindeki düşüşler, borçlandırmaya birlikte fakir halkın ürünlerinin ucuza kapatılması, dirlik sahipleri, kadı, müftü, sancakbeyleri, beylerbeyi, rical gibi saraya bağlı üst tabakanın köylülere musallat olup ürünlerini, topraklarını, hayvanlarını ele geçirmeleri, rüşvet ve irtikapsız işlerin yapılmaması geniş halk kitlesinde çok yıkıcı etkiler yapmaktadır.

 

Köylülere baskılar artmakta, vergilerle köylü ezilmekte, ürünleri, toprakları ve hayvanları ucuza kapatılmakta veya elinden alınmakta, haraçsız, rüşvetsiz bir iş yapılmamaktadır. Tarlasını bırakıp kaçan köylüler, ya ulaşılmaz dağlık bölgelere ya da başıbozukluk yapmak üzere şehirlere akmaya başlamıştır.

 

1500-1600 yılları arasındaki bu çalkantılı dönem “Anadolu Halk Ayaklanmaları” olarak adlandırılan dönemdir.

 

Osmanlıya karşı ilk başkaldırı Bozok Türkmenleri tarafından başlatılmıştır. Yozgat bölgesinde Celal adında bir kişinin önderliğinde başlayan ve Celali Ayaklanmaları adı da verilen ayaklanma, Tokat, Amasya’ya kadar ilerlemiş ve Kızılırmak-Yeşilırmak arasındaki bölgede etkin olmuştur. Ayaklanmanın önderi Celal yakalanıp asılmasına rağmen, ayaklanmalar durdurulamamıştır. Osmanlı vergi toplayıcıların, başıbozukların, yöneticilerin baskı ve zulümleriyle bunalan Türkmenler ve diğer halklar Yozgat, Sivas, Tokat, Amasya, Kırşehir, Maraş, Adana, Tarsus bölgelerinde Süklün Koca, Baba Zünnun, Şah Veli, Kalender Çelebi gibi önderlerin yönetimi altında ayaklanarak, Osmanlı güçlerini büyük bozguna uğrattılar. Bu ayaklanmaların en büyüğü de Kalender Çelebi’nin önder olduğu Şah Kalender isyanıdır.

 

Pir Sultan Abdal’ın yaşamı, mücadelesi bu şartlar altında geçmiştir. Pir Sultan’ın haksızlıklara karşı çıkmasında, Osmanlı padişahları Yavuz Selim ve Kanuni’nin Alevilere ve diğer Anadolu halkına düşmanlığı, Yavuz Selim’in kırk bin Aleviyi katletmesi etkili olmuştur. İmam Ali, Şah İsmail Hatayi ve Şah Kalender Çelebi ise, haksızlıklara karşı çıkmasında Pir Sultan’ın mitolojik kahramanları olmuştur.

 

Pir Sultan çağının olaylarına seyirci olarak bakmaz; saz, söz ve konuşmalarıyla bozuk düzene karşı çıkar, yönetenleri uyarır; 73 er ile birlikte Kalendar Şah kıyamına 1527 yılında katılarak Osmanlıyla savaşa tutuşur.

 

Pir Sultan Abdal’ım dünya durulmaz

Gitti giden ömür geri dönülmez

Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz

Ben de bu yayladan Şah’a giderim

 

Pir Sultan’ın  kadıların, müftülerin,  yönetenlerin zulmüne, hırsızlığına karşı söz ve deyişleri Sünni ulemada ve yönetimde artık iyice tepki çekmektedir. Pir Sultan’ın yanında yedi yıl müritlik yapıp, himmet alıp İstanbul’a giden ve vali olan Sivas Valisi Hızır Paşa, Kocabaşlı Kör Müftü’den “ Şahın adının yasaklandığı, Şah diyenlerin dillerinin kesilip öldürülecekleri” fetvasını alır. Pir Sultan Abdal bu fetvayı duyunca;

 

“Fetva vermiş Kocabaşlı Kör Müftü

Şah diyenin dilin keseyim deyü

Satır yaptırmış Allahın laneti

Ali’yi seveni keseyim deyü

 

..

 

Hakkı seven aşık geçmez mi

Korkarım Allah’tan korkum yok senden

Ferman almış Hızır Paşa Sultandan

Pir Sultan Abdal’ı asayım deyü”

 

demesini söyler.

 

Pir Sultan’ın bu demesini duyan Hızır Paşa, Pir Sultan’ı Sivasta’ki Toprakkale’ye hapsettirir. Pir Sultan’ın çevrede sevilen biri ve eski Piri olması nedeniyle de yaptığından pişmanlık duyar. Hapisten çıkararak huzuruna getirttirir ve Ona bir öneride bulunur. “İçinde şah sözü geçmeyen üç deme söyle seni bağışlayacağım” der.

 

Pir Sultan Abdal’ın  üç demesinin içinde “Şah” kelimesi vardır. Üç demesi de Şah’la başlar, Şah’la biter. Hızır Paşa çok sinirlenir ve zindana atılıp, yarın asılmasını ister. Pir Sultan’ı Sivas Toprakkale Zindanı’na götürürler. Ertesi gün Sivas’ın Kepçeli denilen meydanında darağacı kurulur. Darağacına çıkarken kimsenin ardından yas tutulmasını istemez ve şu demesini söyler;

 

Bize de Banaz’da Pir Sultan derler

Bizi de kem kişi bellemesinler

Paşa hademine tembih eylesin

Kolum çekip elim bağlamasınlar

 

Hüseyin Gazi Sultan binsin atına
Dayanılmaz çarhı felek zatına
Bizden selam söylen ev külfetine
Çıkıp ele karşı ağlamasınlar

Ala gözlüm zülfün kelep eylesin
Döksün mah yüzüne mikap eylesin
Ali Baba hak'tan dilek dilesin
Bizi dar dibinde eğlemesinler

Ali Baba eğer söze uyarsa
Emir Hüda'nındır beyler kıyarsa
Ala gözlü yavrularım duyarsa
Alı çözüp kara bağlamasınlar

Surrum işlemedi kaddim büküldü
Beyaz vücudumun bendi söküldü
Önüm sıra kırklar pirler çekildi
Daha beyler bizi dillemesinler

Pir Sultan Abdal’ım coştum akarım
Akar akar dost yoluna bakarım
Pirim aldım seyrangaha çıkarım
Daha Yıldız Dağı’n yaylamasınlar

 

Hızır Paşa’nın buyruğuyla Pir Sultan’nın asılmasını izleyenler taş atarlar, fakat hiç bir taş değmez, musahibi Ali Baba’nın attığı gül kadar.

 

Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz

Hakk’tan emrolmayınca rahmet yağmaz

Şu elin attığı taş bana değmez

İlle dostun attığı gül pareler beni

 

Mezarının Erdebil’de, Merzifon’da olduğuna dair söylentiler bulunmaktadır. Araştırmacıların tespitlerine göre asıldığı yere, günümüzde Sivas’ta Kepçeli denilen semtte üstü taşlarla örtülü, boyu beş, eni iki metre kadar taş yığını yer, Pir Sultan’ın mezarı olarak kabul edilmektedir. 

 

Pir Sultan, Hakk’ın yarattığı varlıkları seven, halkın sorunlarıyla ilgilenen, zalime boyun eğmeyen, yolundan, ikrarından asla dönmeyen, Dergah’a bağlı coşkulu bir ozanımızdır. Serçeşme’de mürşit postunda oturan Balım Sultan’ı ziyaret ettiği ve Şah Kalender Kıyamına katıldığı, bu kıyamdan sağ kurtulduğu bilinmektedir.

 

BİZE DE BANAZ’DA PİR SULTAN DERLER

 

Banaz, Yedi Ulu Ozanlardan biri olan Pir Sultan Abdal’ın doğduğu ve yaşadığı Sivas’ın Yıldızeli İlçesi’ne bağlı bir köydür. Alevi mücadelesinde, inancında çok büyük önemi vardır. 16. Yüzyılda Alevi hareketinin önemli olaylarına tanıklık etmiştir. Banaz Köyünün şimdiki yeri üçüncü yerleşim yeridir. Şimdiki yere 1514 yılında yaşanan katliamdan sonra taşınmış olduğu tahmin edilmektedir.

 

Osmanlı vergi kayıtlarına göre Pir Sultan’ın yaşadığı dönemde köyün vergi nüfusu yaklaşık doksandır. Bugün Banaz 53 haneli bir köydür. Köyde, Pir Sultan’ın yaşadığı ev ve bahçesi, Emir Dede ziyaretgahı, Banaz Zaviyesi, 12 gözeli kutsal Ilıcak Pınarı, Pir Sultan’ın Kalender Çelebi ile buluştuğu Çelebiler Mevkii, Topuzlu Baba ziyaretgahı, Pir Sultan’ın üç oğlundan biri olan Seyit Ali Sultan’ın Ziyaret Tepesindeki ziyaretgahı, 1979 yılında yapılmış 8,5 metre boyunda betondan yapılmış ve üzeri bakırla kaplanmış Pir Sultan Anıtı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Katliamı’nda yakılan 33 can için güvercin figürlü Sivas Şehitleri Anıtı ve isimlerinin kazındığı sütun bulunmaktadır.

 

28. PİR SULTAN ABDAL ANMA ETKİNLİKLERİ

 

Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Banaz köyünde doğan Pir Sultan Abdal için bu yıl 26-27 Haziran tarihinde 28. anma etkinlikleri düzenlendi. 1979 yılında tamamlanan Pir Sultan Abdal Anıtından sonra 21-22 Haziran 1980 tarihlerinde ilk olarak Pir Sultan Abdal Şenlikleri, Pir Sultan Abdal Turizm ve Tanıtma Derneği öncülüğünde düzenlendi. 12 Eylül’le birlikte dernek kapatılarak tüm mal varlığına  el konuldu.1988 yılında Ankara’da kurulan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 1992 yılında etkinlikleri devam ettirme kararı alarak etkinlik düzenler. 2 Temmuz 1993 yılında etkinlik katliama uğrar. Etkinlikler o tarihten sonra yasaklanmasına rağmen, yasaklar dinlenmemiş ve bu yıl da 28.si düzenlenmiştir.

 

Her yıl düzenli olarak yapılan Hünkar Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa ve Pir Sultan Anma Etkinlikleri Alevi-Bektaşilerin üç önemli etkinliği  olma özelliğini korumaktadır. Üç etkinliğe de yurt içinden ve dışından binlerce Alevi-Bektaşinin katılımı olmaktadır.

 

Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin düzenlediği 26 ve 27 Haziran 2017 tarihlerindeki etkinliği de binlerce Alevi-Bektaşi canlar katıldı.

 

Etkinlik Banaz Köyü Semah Ekibinin semahı ile açıldı. Semahtan sonra aynı zamanda Hünkar Hacı Bektaş Veli Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi de olan Emel Sungur bacının sunuculuğunda, yola hizmetleri olan Ululara, Atatürk’e ve 2 Temmuz Sivas Katliamı’nda yitirilen Canlara saygı duruluşu yapıldı. Saygı duruşundan sonra Sivas Katliamı’nda yitirilen Canların isimleri tek tek okunarak, etkinlikteki canlar hep bir ağızdan “burada” dediler.

 

Çok sayıda Alevi-Bektaşi örgüt ve kurum yöneticilerinin bulunduğu etkinlikte, Alevi örgütlerini temsilen PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan ve Yöre Dernekleri’ni temsilen bir canımızın konuşmasından sonra; ev sahibi görevini üstlenen Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Murtaza DEMİR canımız gönülleri birledi.

 

PSAKD Ankara Şubesi’nin gençlerinin döndüğü semah, Sivas Kıyamı’nda yitirilen semahçıların döndüğü semah olması nedeniyle, başta Murtaza Demir’de olmak üzere canlarda duygusallığın artmasına, yaraların açılmasına neden oldu.

 

İkinci gün Araştırmacı Murat Alandağı’nın panelist olduğu “Osmanlı Tarihi Kaynakları Işığında Alevilik-Banaz” konulu panel düzenlendi.

 

Sanatçılar Tolga Sağ, Muharrem Temiz, Hüseyin Aslan, Kutsal Evcimen, Erdal Akkaya, Cevahir Karaca, Gökhan Kılıç, Deniz Türkan, H.Gazi Metin, Üç Çınarlar, Aşık Divane, Sinan Budak, Gönül Kahraman, Fulya Koç, Malik İnci, Semra Aslan Ateş, Karani, Tuğçe Tam, Deniz Çakmak, D.Can Aslan, A.Kemal Tam, İlayda Aydoğdu ve Filiz Köprücü deyiş ve nefeslerle etkinliğe katkıda bulundular.

 

Pir Sultan Anma etkinlikleri, her yıl Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı’nın  çok büyük katkıları ve özverileriyle yapılmaktadır. Vakfın Başkanı araştırmacı-yazar Murtaza Demir, Emel Sungur, Muharrem Yılmaz, İlyas Türkan, İhsan Kılıç, Alaattin Türkoğlu, Haydar Çelik, Özer Demir, İlhami Eroğlu başta olmak üzere çok sayıda canımız katkı sunmaktadırlar.

 

Ayrıca Murtaza Demir, eşi Şemsi Demir’e ve Demir Ailesine, Emel Sungur’a, Muharrem Yılmaz ve eşi Seher Yılmaz’a, Dilaver-Gültekin Doğan ve Doğan ailesine ve Banaz Köyü canlarına özel olarak çok teşekkür ederim. Hizmetleri kabul ola..

 

Aşk ile…

 

 

Kaynakça: Demir, Murtaza-Pir Sultan Abdal, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür Eğitim Vakfı-Haziran 2017

 

 

                                                          -  Makaleler  -